Reklam
Reklam
Live News

SON DAKİKA

“Riva deresi can çekişiyor, doğa katliamı yaşanıyor!”

“Riva deresi can çekişiyor, doğa katliamı yaşanıyor!”
Bu haber 23 Mayıs 2019 - 9:55 'de eklendi.

HIDIR ULAĞ / İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Meclisi 2019 yılı Mayıs ayı Meclis toplantılarında Beykoz Belediyesi ve İBB Meclisi CHP Üyesi Gülay Demirel İSKİ Genel Kurulu dolayısı ile dolayısıyla gündem dışı söz alarak İBB Meclis Kürsüsünde konuştu.Konuşmasını İstanbul’da ki ıslah edilemeyen derelerin ıslah çalışmalarına, derelerin kirliğine, sanayi atıklarının arıtılmadan derelere akıtıldığına dikkat çeken Meclis Üyesi Gülay Demirel, “Coğrafi bölge dolayısıyla 67 deresi olan muazzam bir kent. Fakat yanlış yapılaşma, alt yapı eksikliği, dere ıslah politikalarının yanlış yürütülmesi ve önceliklerin belirlenmesinde yapılan yanlışlardan dolayı bu muazzam olanakları olan şehir çözümleri bir türlü gerçekleşmeyen sorunlar yüzünden yaşanması çok zor bir hal alıyor. Dere güzergahlarında yapılaşmaya izin verilmeyecek sözleri maalesef havada kalmış halen çok sayıda otel ve konut yapımı sürmektedir. Hepimiz çok daha güzel bir İstanbul’da yaşamayı hak ediyoruz. Tam da bu amaca hizmet etmek için bu sıralarda sorumluluk aldık” diyerek sitemde bulunan Meclis Üyesi Demirel,  “Dere sistemleri, yeşil alanlar olarak dünyada kentsel yaşam kalitesinin önemli göstergeleri arasındadır. Çağdaş dünya kentlerinde dereler, doğal yapısı korunarak, ya da bozulanlar yeniden doğasına uygun hale getirilerek, kent ve kentliyle entegre edilmekte; doğa merkezli ekoloji-ekonomi ilişkisinin kurulması sağlanmaktadır” sözlerine yer vererek İstanbul’daki derelerin doğal yapısına kavuşturulması gerekliliğinin altını çizdi.  Sarıyer İlçesinde ki Dereleri, Kadıköy Kurbağalı Dere, Küçükçekmece Ayayama Deresi ve özellikle Beykoz Riva Deresi sorunları üzerine konuşmasını şekillendiren CHP İBB Meclis Üyesi Gülay Demirel İSKİ Genel Müdürüne dönerek, “Bugün sizlere yaklaşık 20 gündür pislikten fokurdayan görüntüsü ve dayanılmaz kokusuyla Riva deresi ile ilgili yaptığımız incelemelerden bahsetmek istiyorum. Riva Deresi veya diğer adıyla Çayağzı Deresi, Gebze’den çıkarak Pendik ve Çekmeköy ilçelerinden geçer ve temsil ettiğim Beykoz ilçesinde denize dökülür.15-20 yıl öncesine kadar çocukların yüzme öğrendiği, kenarında piknik yapıp balık avladıkları, sazandan yayına, onlarca balık çeşidinin yaşadığı Riva Deresinde artık canlı bulunmuyor. 2005 yılında başlayan, 2009 ve 2015 yıllarında devam eden balık ölümleri ve her geçen gün artan kirlilik tam bir doğa katliamı olarak karşımıza çıkıyor. Yaşananların sorumluluğunu ise hiç bir kurum üstlenmiyor. Riva deresinin bu durumu gerek Beykoz Belediyesinde gerekse Büyükşehir Belediyesinde gündeme getirilmiş olmasına ragmen, girişimler hep söylemde kalmış somut bir çalışma yapılmamıştır. Bölge halkı ve Köy muhtarlarımız İSKİ Paşaköy ileri Biyolojik Atıksu Arıtma Tesisi ile söz konusu bölgedeki sanayi tesislerini sorumlu tutmaktadır.Yine Sancaktepe, Sultanbeyli ve Çekmeköy İlçelerinde faaliyet gösteren sanayi tesislerinden, çıkan atık suların İSKİ Paşaköy Tesislerine ulaştırılmadan önce evsel atık seviyesine indirecek arıtma çalışmalarının ve dere boyunca üretilen atık suların incelenmesi ve denetlenmesi Riva deresi için hayati önem taşımaktadır. Bu tür yanlış uygulamaların önüne geçmek için caydırıcı cezai yaptırımlar artırılmalı ve denetimlerin düzenli olarak yapılması sağlanmalıdır” önerisinde bulundu.

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Meclisi 2019 yılı Mayıs ayı Meclis toplantılarında İSKİ Genel Kurulunda Beykoz Belediyesi ve İBB Meclisi CHP Üyesi Gülay Demirel’in konuşma metni;

İstanbul kalabalık nüfusu, her geçen gün büyüyen ekonomisi ve yerleşim alanlarına rağmen bulunduğu konum ve coğrafi bölge dolayısıyla 67 deresi olan muazzam bir kent. Fakat yanlış yapılaşma, alt yapı eksikliği, dere ıslah politikalarının yanlış yürütülmesi ve önceliklerin belirlenmesinde yapılan yanlışlardan dolayı bu muazzam olanakları olan şehir çözümleri bir türlü gerçekleşmeyen sorunlar yüzünden yaşanması çok zor bir hal alıyor.

Dere sistemleri, yeşil alanlar olarak dünyada kentsel yaşam kalitesinin önemli göstergeleri arasındadır. Çağdaş dünya kentlerinde dereler, doğal yapısı korunarak, ya da bozulanlar yeniden doğasına uygun hale getirilerek, kent ve kentliyle entegre edilmekte; doğa merkezli ekoloji-ekonomi ilişkisinin kurulması sağlanmaktadır.

Koruma aleyhinde değişen yönetmelikler, mevcut yasal yönetsel mevzuatın eksikliği, yetersiz denetim ve çeşitli müdahalelerle, dereler doğal yapısını kaybederek ya fiziksel yapısını değiştiriyor yada kayboluyor. Alınmayan önlemler ve yetersiz müdahalelerle kentin zenginliği olarak kabul edebileceğimiz dereler kentin felaketi haline dönüşerek çoğu zaman yaşamsal tehdit oluşturabiliyor. Bu yaşamsal tehdit uzun vadeli olarak derelerde biriken atıkların insan sağlığına negatif etkisi ile görülürken, kısa vadede ise yağmurlarla taşan derelerin can ve mal kaybıyla karşımıza çıkıyor.

Bu derelerin yaklaşık % 52’si Asya yakasında; % 48’i Avrupa yakasında yer almaktadır. Kaynak:(İTÜ Akademik Açık Arşiv Tezler Fen Bilimleri Enstitüsü Şehir ve Bölge Planlama Lisansüstü Programı Şehir ve Bölge Planlama Lisansüstü Programı – Doktora) Bugün sizlere yaklaşık 1 aydır pislikten fokurdayan görüntüsü ve dayanılmaz kokusuyla Riva deresi ile ilgili yaptığımız incelemelerden bahsetmek istiyorum. Riva Deresi veya diğer adıyla Çayağzı Deresi, Gebze’den çıkarak Pendik ve Çekmeköy ilçelerinden geçer ve temsil ettiğim Beykoz ilçesinde denize dökülür.15-20 yıl öncesine kadar çocukların yüzme öğrendiği, kenarında piknik yapıp balık avladıkları, sazandan yayına, onlarca balık çeşidinin yaşadığı Riva Deresinde  artık canlı bulunmuyor. 2005 yılında başlayan, 2009 ve 2015 yıllarında devam eden balık ölümleri ve her geçen gün artan kirlilik tam bir doğa katliamı olarak karşımıza çıkıyor. Yaşananların sorumluluğunu ise hiç bir kurum üstlenmiyor.

Riva deresinin bu durumu gerek Beykoz Belediyesinde gerekse Büyükşehir Belediyesinde gündeme getirilmiş olmasına ragmen, girişimler hep söylemde kalmış somut bir çalışma yapılmamıştır. Bölge halkı ve Köy muhtarlarımız İSKİ Paşaköy ileri Biyolojik Atıksu Arıtma Tesisi ile söz konusu bölgedeki sanayi tesislerini sorumlu tutmaktadır.

Paşaköy İleri Biyolojik Atıksu Arıtma Tesisi, İstanbul’un en önemli su kaynaklarından biri olan Ömerli Barajı’nı atıksu kirliliğinden korumak amacıyla 2000 yılında günlük 100.000 m3’lük arıtma kapasitesiyle işletmeye alınmıştır. 2009 Yılında da, aynı bölgede yine aynı kapasiteye sahip 2. kademesi hizmete vermeye başlamıştır.

Paşaköy Tesisleri; Ömerli Su Havzası’nda bulunan Sancaktepe, Sultanbeyli ve Çekmeköy  İlçelerinin atık sularını arıtmaktadır. Ancak 500 000 nüfusa  yetecek kadar kapasitesi olan tesisin bugün nüfusu 1 milyonu aşan bölgede yetersiz kaldığı görülmektedir. Yaptığımız araştırmada zaman zaman kapasiteyi aştığı için kapakların açıldığı bilinmekte ve bu durum derenin kirlenmesine sebebiyet vermektedir. Dere debisinin artmasını fırsat gören çevredeki sanayi tesisleri de atıklarını dereye salarak kirliliği artırmaktadır.

Tüm bunların dışında söz konusu ilçelerde faaliyet gösteren sanayi tesisleri atık sularını Paşaköy İleri Biyolojik Atıksu Tesislerine ulaştırmadan önce evsel atık parametresi seviyesine getirmeden tesise ulaştırması ve bu nedenle tesiste yapılan biyolojik arıtma sürecinin zarar görmesi de, Rıva deresine bırakılan atık suyun deredeki oksijen seviyesini düşürmesine sebep olmaktadır. 15 yıldır sürdürülen bu sistemden ivedilikle  vazgeçilmesi  Riva deresinin kurtulması için bir şans olacaktır. Bu öncelikli olarak sunduğumuz acil tedbir önerisidir.

Sancaktepe, Sultanbeyli ve Çekmeköy İlçelerinde faaliyet gösteren sanayi tesislerinden, çıkan atık suların İSKİ Paşaköy Tesislerine ulaştırılmadan önce evsel atık seviyesine indirecek arıtma çalışmalarının ve dere boyunca üretilen atık suların incelenmesi ve denetlenmesi Riva deresi için hayati önem taşımaktadır. Bu tür yanlış uygulamaların önüne geçmek için caydırıcı cezai yaptırımlar artırılmalı ve denetimlerin düzenli olarak yapılması sağlanmalıdır.

İstanbulumuzun kanayan yaralarından biri de Kurbağalı derenin durumudur. Kurbağalı derenin temizlenmesi için 98 milyon TL’lik bütçenin ihalesinin yapıldığını biliyoruz. Bu bütçe dahilkinde köprüler onarıldı ve bazı çalışmalar yapıldı. Bütçenin %90’ı harcandı. Ancak kalan bütçe ile istenilen sonuca ulaşılamayacağı çok açıktır. 1730 metrelik terfi boru hattının sadece 450 metresi tamamlanabildi. İSKİ dere tabanını tam olarak temizleyemediği için dereyi kazdıkça derenin sağı ve solu çökmeye başladı. Bu sorun kazıklar çakılarak giderilmeye çalışılıyor. Ancak 700 kazığın sadece 310 tanesi çakılabildi. Günde sadece 1 kazık çakılabildiği gözüküyor.

SARIYER İLÇESİ, ATIK SU SORUN ANALİZİ VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ

Sarıyer ilçe sınırlarımız dahilinde bulunan ve öncesinde köy statüsünde olup 6360 sayılı kanun ile mahalle niteliği kazanan Garipçe, Rumeli feneri, Demirci köy, Zekeriya köy, Uskumru köy, Kilyos, Gümüşdere, Kısırkaya ve bunların yanı sıra Yenimahalle’nin bir kısmı, Rumelikavağı, Bahçeköy (Kemer, Yeni Mahalle ve Merkez Mahallesi)’ün bir kısmında atık sular, alıcı ortamları hazırlanmadığı için dere yataklarına, İstanbul Boğazı’na ve Karadeniz’e çevre ve insan sağlığını tehdit edecek şekilde uzun yıllardır deşarj edilmektedir.

Sarıyer bölgesinin bir kısmının atık sularının Baltalimanı arıtma tesisine bağlı olarak bertaraf edildiği bilinmekle birlikte Çayırbaşı (Kefekilöy)’nden Sarıyer Merkez Mahallesi girişine kadar olan güzergahın tamamı halen İstanbul Boğazı’na deşarj edilmektedir.

Yukarıda sözü edilen bölgeler sadece Sarıyerli sakinlerimizin kullanımında olan alanlar olmayıp, gerek boğaz, gerekse de plajlarıyla İstanbul’un tamamının kullanımında olan alanlardır. Uzun yıllardır süregelen bu durum, yapılaşmaların son derece arttığı da göz önüne alındığında ivedilikle ele alınması gereken bir konu halini almıştır. Çözüm teknikleri açısından bakıldığında küçük yerleşim alanlarının (Rumelikavağı, Kısırkaya, Garipçe, Rumelifeneri) arıtma paketleriyle alıcı ortamlarının hazırlanması, geniş yerleşim alanlarının (Zekeriyaköy, Uskumruköy, Demirciköy, Gümüşdere, Kilyos) biyolojik  arıtma sistemiyle alıcı ortamlarının hazırlanması, Bahçeköy (Kemer, Yenimahalle  ve Merkez)’ün  bir  kısmının ise Hadımkoru Yolu-Ayazağa dere  ıslah çalışması bütünlüğü  içerisinde ele alınması gerekmektedir. Çayırbaşı (Kefeliköy)- Sarıyer Merkez Mahallesi arasında devam eden aksta da atık suların denizde yapılacak bir kuşaklama kolektörü ile Baltalimanı Tesislerine deşarjının uygun olduğu mütalaa edilmektedir.

Alıcı ortamların hazırlanmasına müteakip özellikle köyler bölgesinde yapılması gereken fenni atık su sistemlerinin dere ıslah çalışmalarıyla birlikte ele alınması gerektiği de göz ardı edilmemelidir. Ayrıca yapı ruhsatı proje onay aşamasında İSKİ tarafından atık suların bertarafına yönelik olarak proje onayı yapılırken kirli suları uzaklaştırma bedeli (kanalizasyon) alınmakta olup, alınan bu bedele mukabil hizmet yerine getirilmemektedir.

KÜÇÜKÇEKMECE AYAMAMA DERESİ ZEHİR AKITMAKTADIR!

Küçükçekmece Mehmet Akif Mahallesi ile Atatürk Mahallesini birbirinden ayıran dere zehir akıtmaktadır. Özellikle yaz aylarında pis koku ve sivrisinek oluşması sebebiyle her iki mahalle sakinleri büyük sorun yaşamaktadır. Bu derenin etrafında bulunan sanayi kuruluşlarının zehirli atıkları hafta sonları dereye akıtılmaktadır ve toplum sağlığı açısından önemli sorun oluşturmaktadır.

Öte yandan yine Küçükçekmece ilçemiz sınırları arasında bulunan Ayamama Deresi 2009 çarpık yapılaşma sonucunda sel felaketi ile karşı karşıya kalmış ve çok sayıda vatandaşımız hayatını kaybetmiştir.

Yapılaşmaya izin verilmeyecek sözleri maalesef havada kalmış halen çok sayıda otel ve konut yapımı sürmektedir. Hepimiz çok daha güzel bir İstanbul’da yaşamayı hak ediyoruz. Tam da bu amaca hizmet etmek için bu sıralarda sorumluluk aldık.

Bugüne kadar yapılan tüm hizmetler için emek veren değerli arkadaşlarımıza teşekkür ederim. İfade ettiğim eksiklikler ise yanlışların görülüp tekrarlanmaması için hep birlikte gerekli tedbirleri alabilmemiz içindir. İstanbul hepimizin.

“Su akar yolunu bulur” diye bir Atasözümüz vardır. Atalarımız bu derelerden, doğadan aldıkları ilhamla bu güzel ve özlü sözü üretmişlerdir. Bu anlayışla İstanbul yönetilmeye devam ederse korkarım ki ilham alacak kaynaklarımız da olmayacaktır.

Bu duygu ve düşüncelerle yeni dönemde birlikte yapacağımız çalışmalarımızın İstanbul’umuz için hayırlı olmasını diler, bolluk ve bereket ayı olan Ramazan ayımızı ve milli birlik ve beraberliğimizin simgesi olan 19 Mayıs Gençlik ve Spor bayramımızı kutlarım. Sözlerimi Her şey güzel olacak Ekrem abi diyerek noktalıyorum.

Etiketler :
HABER HAKKINDA GÖRÜŞ BELİRT
YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.
Basın Danışmanlığı
POPÜLER FOTO GALERİLER
SON DAKİKA HABERLERİ
İLGİLİ HABERLER