Yaşadığınız ağrılar ile sindirim sistemi arasında bir bağlantı var mıdır? Neden sık sık sırtınız ağrıyor? Ergonomi kurallarına dikkat ediyorsunuz fakat yine de ağrılardan kurtulamıyor musunuz?
Sindirim sistemi organları esasen iki sinir sisteminin kontrolü altındadır.
Birincisi sinir sistemidir. Buradaki en önemli sinir sistemi kafatasından çıkarak boyun ve göğüs kafesine geçen, diyaframdan çıkararak iç organlara giden Vagus siniridir.
Vagus siniri hemen hemen tüm iç organların Parasempatiğidir (kalın bağırsağın son kısmı ile üreme organları ve mesane dışındaki). Parasempatik sinir sisteminin dinlenme, tamir ve sindirimi başlatma özelliği vardır.
İkinci sinir sistemi ise Sempatik Sinir Sistemidir. Bu sinirler omurga bölgesinden çıkarak (T5-L2 arasından) tüm iç organları ile üreme organlarının sempatik aktivitesini düzenler. Temel özelliği, savaş ve kaçtır.
Esasen Parasempatik ve Sempatik Sinir Sistemi bir denge üzerine kuruludur. Bu denge bozulmadığı sürece ve iç organları besleyen kan damarları düzenli çalıştığı sürece iç organlarda sağlıklı bir şekilde görevlerine devam ederler.
Çevresel faktörler, fiziksel hareketlerdeki eksiklik veya ergonomik faktörler sadece bel ve sırt ağrısının oluşmasına sebep olmaz, aynı zamanda iç organların da çalışmasının bozulmasına neden olurlar.
Çok sık yaşanılan bel ve sırt ağrıları o bölgeden çıkan Sempatik Sinir Sisteminin bozulmasına ve iç organlara yanlış veya eksik sinyal göndermesine sebep olur.
Omurga ve çevresindeki ağrılar, hareket kısıtlılığı sempatik sinir sisteminin aktivitesinin bozulmasına ve iç organlara eksik veya yanlış sinyal gitmesine ve sindirim sistemi sorunlarına neden olabilir.
Vagus siniri ise en çok kafatasından çıktığı yerde, yani boyun bölgesinde, göğüs kafesinden geçtiği yerlerde ve diyaframdan çıktığı yerlerde sıkışabilir ve bu durumda ise iç organların yetersiz veya eksik Parasempatik aktive bozukluğuna sebep olabilir.
Baş ve boyun ağrısı, göğüs kafesinde sıkışma hissi, nefes alıp verirken karında oluşan gerginlik hissi Vagusun rahat bir durumda olmadığının belirtisi olabilir.
Sindirim sistemi ile ilgili en çok yaşanan problemleri şöyle sıralayabiliriz:
Reflü
Kusma ve mide bulantısı
İshal ve kabızlık, düzensiz bağırsak (bazen ishal, bazen kabızlık).
Kötü kokulu büyük abdest, Disbiyoz
Karında şişkinlik, SİBO
Hazımsızlık
Bunların dışında cinsel fonksiyon bozukluğu, adet düzensizliği ve farklı idrar rengi, pis kokulu idrar ve böbrek problemlerini de Parasempatik – Sempatik aktive arasındaki dengesizlik ile bağlantılı sayabiliriz.
Kişi çoğunlukla bunu fark etmez veya arasında bir bağlantı kuramaz. Örneğin bel ağrısı şikayeti başlamadan birkaç gün veya hafta öncesinde o kişinin ya karnında şişkinlik başlamış ya da o güne kadar yaşamadığı bir kabızlık olayı ile karşılaştığı çok olmuştur.
Bu durumda genellikle bize sorulan soru “Ne alakası var hocam?” oluyor. Ama terapiyi ve beslenmeyi düzenleyip seanslara devam ettikçe ve kişinin ağrıları azaldıkça bu bağlantıyı anlayabiliyor.
Benzer bir bağlantı da boyun ve kol ağrısı ile mide problemleri arasında vardır. Kişi hazımsızlık veya asit reflü problemi sonrasında çoğunlukla boyun ve kol ağrısı yaşamaktadır. Buradaki hazımsızlık bazen de duygusal veya psikolojik kökenli de olabilir. Halk arasında bu konuda güzel bir söz vardır: “Sinirlenince mideme vuruyor,” gibi.
Migren baş ağrılarının temelinde de çoğunlukla iç organ problemleri yer almaktadır ve modern tıpta artık bunu kabul etmektedir.
İç organ ve kas-iskelet sistemi ağrısı bağlantısını modern tıp çoğunlukla sağ omuz ağrısı ile safra kesesi veya karaciğer problemleri arasında kabul etmektedir. Osteopati bu konuda kendine özgü visseral manipülasyon yöntemleri ile çok güzel çözümler sunmaktadır.
Hem omurgaların manipülasyon yöntemleri hem de vagus sinirinin gevşetilmesi ile iç organların sempatik – parasempatik aktivitesini dengelemektedir.
Ayrıca iç organları saran fasya dediğimiz zar tabakasını gevşeterek organların normal çalışmasını sağlar.
İnce Bağırsakta Bakteri Üremesi (SİBO), kalın bağırsak disbiyozu, geçmeyen baş ağrıları, asit reflü ve buna benzer konularda fitoterapi uzmanları, beslenme ve diyet uzmanları osteopati eğitimi almış meslek grupları ile beraber çalışırlarsa daha iyi ve kaliteli sonuçlar alacakları kanaatindeyim.
Bir sonraki yazıda görüşmek üzere.
Sağlıklı günler.